Bu büyülü dünyada karanlıkta yolunuzu bulmaya çalışmak istiyor musunuz?

Sitemize üye olunuz...
Bu büyülü dünyada karanlıkta yolunuzu bulmaya çalışmak istiyor musunuz?

Sitemize üye olunuz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaDeathomens RPGLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Hoşgeldiniz. Lütfen, Giriş yapınız ya da Kayıt olunuz.








Sitemize hoşgeldiniz!
Harry Potter zamanını hatta bilinen dört büyücü zamanını bile geride bırakıp daha öncelere götürüyoruz sizleri. Alışılmamış temamız ve özgün sistemlerimizle beraber sizleri bekliyoruz. Sihirli dünyamızın kapılarından geçerek bu heyecan dolu kurguda yerinizi alabilirsiniz.
Sihirli günler dileriz.


blablabla
SITE STATS

User Legend

 

 Argarot Deathen

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Argarot Deathen
Esrar Dairesi Çalışanı
Esrar Dairesi Çalışanı
Argarot Deathen


Erkek
Mesaj Sayısı : 70
Yaş : 33
En Belirgin Özellik : Merak
Kan Durumu : Safkan
Gerçek Ad : Yargı
Kayıt tarihi : 19/03/11

Karakter Bilgileri
Özel Yetenek: Görücü
Quidditch Mevkii:
Büyücü Gücü:
Argarot Deathen Left_bar_bleue48/100Argarot Deathen Empty_bar_bleue  (48/100)

Argarot Deathen Empty
MesajKonu: Argarot Deathen   Argarot Deathen EmptyPerş. Mart 24, 2011 5:18 pm



Ad Soyad: Argarot Deathen
Yaşı: 28
Kan Durumu: Safkan [Safkan, Melez, Muggle Doğumlu]
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Görünüş: Henüz belirlenmedi[Saç, göz, boy...]
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Güçlü Yanları: Merak ve hırs
Zayıf Yanları: Bazı anlarda anlayışsız olması
Karakter Özellikleri:

Merakı en çabuk göze çarpan özelliğidir. Bu özelliği nedeniyle sıklıkla başı derde girmiş tuhaf oların içinde bulmuştur kendini. Dürüst davranmak tercihidir; ama bazen çok iyi bir yalancı olabilir. Mimiklerini çok iyi kullandığından ne düşündüğü tam olarak anlaşılmayan bir karakterdir. Acizlikten nefret eder hırsıyla her işin peşinden gidebilir. Ailesine önem verir. Büyücü kanı takıntısı yoktur; ama aile soyu onun için çok muhim bir konudur. Bazı tutarsızlıkları olup ne yapacağı kestirilemeyebilir.

Aydınlık yanlısıdır; ama aydınlık amaç uğruna en karanlık işlere bile karışabilir. Onun için amaç edindiği yolda pek çok işe girebilmek daha büyük başarıdır. Nadir öfkelenenir, o zaman da öfkesi çok güçlü olur. [iki paragraf ve daha uzun.]
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kısaca Geçmişi: 5 Kasım 982 yılında Londra'da dünyaya gelmiştir. Tarihi köklü bir aileye mensup olup küçük yaştan beri sadece Deathen ailesi tarafından bilinen büyüler konusunda eğitilmiştir. Büyüler konusunda bilgisi bu nedenle gelişkindir. Okul yıllarını başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra bakanlığın esrar dairesi departmanı kendisini cezbetmiştir. İşi ile ilgili sıklıkla saha görevlerine çıkmış, önemli başarılar kazanmıştır. Lakabı ankadır, aslında bu lakabı kazanmıştır. Ailesinde her yüzyılda bir bu lakaba layık görülenler olmuştur. Argarot ise bu ünvanı alması beklenen en son kişi olduğundan herkesi şaşırtmııştır. [Kısa bir geçmiş yeterlidir; ama bir paragrafı geçsin lütfen]
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
İstenilen Meslek: Esrar Dairesi Çalışanı

Örnek RP:

Burun kanatlarını dolduran bir koku kötü haberin habercisi gibi tüylerinin diken diken olmasına neden oldu. Zihninde uyarı veren çanlar çalmaya yeni başlamıştı ki güçlü bir sarsıntıyla kendisini yerde buldu. Büyük bir depreme yakalanmışçasına kıvranan toprak dehşet uyandırıyordu. Cadının yerde olduğunu göz ucuyla görmüştü ve ona her ne kadar yardım etmek istese de kendisi yardıma muhtaçtı şuanda. Gelen sarsıntılar eşliğinde dayak yemiş gibi hissederken aynı zamanda artık çektiği acı kendisini delirtecek seviyeye gelmişti. Bu acıya eklenen bir kahkaha sinirlerini allak bullak ederken yaptığı tek şey sarsıntının dinmesini dilemek olmuştu. Başını hızla yere çarptığı sırada burnunda keskin bir acı hissetti, inlemesi toprağın bir insan gibi ızdırap içinde kıvranışının sesleri içinde eriyip gitti. Kendi acısıyla meşgulken sarsıntının dindiğini hissettiği sırada yanı başına bir şeyin düştüğünü fark ederek başını kaldırdı burnundan akan kanlar eşliğinde. Galadriel yerde baygın yatarken yanı başında gördüğü kapkara kertenkele dikkatini çekti. İkisini arasındaki bağlantıyı kurduğunda cadının parmaklarının arasından asayı kapmış eski şiddetinde olmasa bile bir insanı yine de yere devirebilecek sarsıntılar eşliğinde büyüsünü yollamıştı hızla. Parlak bir ışık yaratığa uçtuğu gibi onu metrelerce geriye fırlatırken genç büyücü kolunda hissettiği acıyla kaskatı kesildi. Ne yani artık büyü yapmak kendisine acı mı veriyor, yoksa bu asadan gelen bir özellik mi?

Tüm bu soruları fazla kurcalamadan sarsıntıların bittiğini fark ettiği sırada ayağa kalktı. Kanaması durmuştu; ama hatırı sayılı bir miktar toprağı sulamıştı. Yüzünü silerek yerdeki cadıya yaklaştığında ter içinde kalmış surata baktı. “ Lanet olsun. “ Kertenkelenin zehri yüzünden kendinden geçmiş olmalıydı. Dudağından ve kolundan akan kanları görünce irkildi bir an. Fakat öncelikle zehri geri almalıydı. İran’da öğrendikleri aklına gelince yüzü bir tebessümle aydınlandı. Gerçi hala gücünü toparlayamamıştı ve asa kendisine oldukça tuhaf geliyordu. Bu haldeyken başarıp başaramayacağından şüpheliydi. Asaya dikkatle bakarken yukarı fırlattığı kıvılcımlar karşısında bir korktu üstündeki kıyafete sıçrayan kıvılcımlar etrafa yanık kokusunun yayılmasına neden oldu. Yüzü kasılan büyücü işinin çok zor olduğunu düşündü. Daha fazla düşünmeden asayı kadının kalbine dik gelecek şekilde havada sabit tutu. Gözlerini kapatıp zihni öğrendiklerine kaydığı zaman arapça ve farsça karışımı büyülü kelimeler dudaklarından dökülmeye başladı. Elinde asa ısınıp titredikçe Galadriel’in bedenindeki kasılmalar arttıkça Foren’de ruhunun derinliklerinde kavruluyordu. Alnında biriken terler belirginleşmiş damarlarının üstünden geçip arttıkça artan acılarının kanıtını oluştururken genç büyücü başında hissettiği zonklamaları yok saymakla uğraşıyordu bir yandan. Aniden cadının ağzından fırlayan siyah bir duman bulutu hızla yükselerek gökyüzüne karışırken Foren de derin bir nefes aldı. Bu kez daha şiddetli bir acı hisseden büyücü derin derin nefesler alıyor ormanın kokusunu içine çekiyordu.

Biraz durduktan sonra tekrar cadıya odaklandığında zehrin etkisinden kurtulmuş olduğunu gördü. Kolundaki yarayı iyileştirdikten sonra dudağındaki derin yarayı da iyileştirmek için doğrulduğunda cadının baykınken bile ne kadar güzel göründüğünü düşündü. Güzel ve bir o kadar daha asil… Yüzünden belli olan mağrurluğu dudaklarındaki kana karşı bir mücadele veriyordu sanki. Saf ve temiz olan tenin eski halinde kalması için verdiği mücadeleye baktı bir an için. Kırmızı sıvı açılmış yaradan akıyor saflığın özünü kirletiyordu. Bu görüntü karşısında düşündüklerine şaşan Foren kendine gelerek kanı temizledikten sonra yarayı iyileştirdi. Neden böyle tuhaf düşünüyordu? Belki de çektiği acı zihnini etkiliyordu ve sağlıklı düşünmesini engelliyordu. Yoksa normalde böyle şeyler düşünmezdi ve hissetmezdi. Kesinlikle çektiği acı buna neden oluyordu. Zihninde verdği bu soru cevap oyunuyla birlikte ayağa kalkarken genç cadıyı büyüyle havalandırdı. Onu bir ağacın yanına koyduktan üstüne hayalbozan büyüsünü uyguladı. Bunun yeterli olmadığını düşünerek saydam bir kalkanı kadının çevresine ördü. “ Sanırım tamamlamam gereken bir iş var. “ diye kendi kendine mırıldandı. Cadı için endişelenmiyordu artık. Ona koyduğu korumalarla güvende olacaktı ve zehrin etkisi geçtiği için en fazla yarım saate uyanırdı. Son bir defa zihnindeki karmaşıklıkla cadıya baktıktan sonra tekrar doğruldu.

Tam bu esnada yürekle korku salan bir kükreme tüm ormanı doldurdu. Neler olduğunu anlamayadan açıklık bir alana konan ejderha yaratmış olduğu sarsıntıyla da gücünü pekiştirmişti. Pis mavi rengiyle tiksinti uyandıran ejderha hayvansı iç güdülerin dolaştığı ve aynı zamanda açlıkla hırçınlaşmış gözlerini önündeki ikiliye dikmişti. Daha doğrusu gördüğü tek kişi şuan kendisine şaşkın şaşkın bakan bir büyücüydü. “ İşte başlıyoruz. “ diye fısıldadı Foren. Sanki yaratığın sesini duymasından bile ürküyordu. Yaratığın derisine bakarken güçlü büyülerin bu deriyi delemeyeceğini biliyordu. Peki nasıl savaşacağım bu şeyle? Geride kırbaç gibi salladığı kuyruğu hiç dost canlısı görünmemekle birlikte bir vuruşta işini bitirebilecek kalınlıktaydı. Boğazından gelen hırıltılar ve nefesinden kendisine kadar yayılan sıcaklıkla birlikte gelen sulfur kokusu cehennemin bir hediyesi olmalıydı bu yaratığa. Genç büyücü yavaş yavaş Galadriel’den uzaklaşırken gözlerini kendisine dikmiş yaratığı cadıdan uzaklaştırmayı amaçlıyordu. Meydana gelecek bir savaşta ona bir zarar gelmesini istemiyordu. Yaratık tekrar kükredikten sonra hızlı bir hareketle büyücüyü kapmaya çalıştı. Fakat Foren bu harekete hazırlıklıydı ve çevik bir şekilde yana yuvarlanarak ölüm kapanından kurtuldu. Acaba daha kaç defa böyle şeyler yapması gerekecekti? Asayı doğrultup haykırdı, “ Conjuctivitis! “ Kendisine doğru dönen gözlere çarpan büyü ejderhanın acı içinde kükremesine neden oldu. Habis varlık acı içinde kıvranırken kuyruğunu kırbaç gibi içgüdüsel olarak kullandığı sırada büyücü ondan da çevik bir şekilde kurtuldu. Hastalığın son izlerini taşıyan bedeni zorlanmaya başlamıştı artık ve birazdan ejderhanın yemeği olacağını düşünüyordu.

O esnada yediği bir darbeyle geriye fırlayan genç büyücü yerde acı içinde kıvranmaya başladı. Sanki kaburgaları kırılmış gibi hissediyordu ve hareket etmekte zorlanıyordu. Büyük bir olasılıkla kuyruğun ufak bir parçası kendisine değmişti. Öksürerek yüzüstü döndüğünde gelen sarsıntılardan yarı baygın bir şekilde yaratığın kendisine doğru yürüdüğünü düşündü. “ Tanrım. “ diye inlerken hayatının böyle bitecek olması kendisini dehşet içinde bırakıyordu. Bir yaratığın midesine gitmek fikri hiç de cazip bir son değildi. O an ne olduğunu anlayamadığı bir şekilde asayı tutan eli kendiliğinden harekete geçti. Ejderhaya dönen asadan fırlayan parlak sarı renkte bir büyü Foren’in bedenini acıların içine sevk etti. Bir anlığına her şey karardıktan sonra vücudu çektiği acıyı kendisine durmaksızı hatırlatmaya başladı, kulakları salınan kükremeleri zorlanarak beynine iletiyordu. Bilinci açıktı ve hafif aralanmış gözleri ağaçların tepesini görüyordu. Zorlanarak doğrulduğu sırada ileride tepinmekte olan ejderhaya şaşkınlıkla baktı. Yaratığın göğsünden akan oluk oluk kan yeri bir göle çevirmişti neredeyse. Tepindiği yerde bir çukur açmış olan hayvan acıdan deliye dönmüş gibiydi. “ Bunu ben mi yaptım? “ Yaptığı şeye inanmıyordu. Herhalde farkında olmadan yaptığı büyü yaratığa bu zararı vermişti. Fakat yaptığı büyünün ne olduğuna dair en ufak bir fikri bile yoktu. Düşünceleri asaya tekrar kaydığı vakit sihirli nesneden fırlayan alevler bacağını tutuşturdu. “ Ne? “ Heyecanla alevi eliyle söndürürken ejderhada acıyla kıvranıyor gökyüzüne saldığı kükremeleri gökkubeyi zorluyordu.

Alevi söndürdükten sonra doğrulduğunda kendisine dönen kötücül gözlere bakarken şansını fazla zorlamaması gerektiğini düşündü. En azından vücudunda hissettiği yorgunluk daha fazla savaşamayacağını söylüyordu kendisine. Güvenli bir yere sığınıp biraz dinlendikten sonra düşmanıyla savaşmak için geri dönebilirdi. Tek sorun nereye saklanacaktı. Tekrar sarsılan yerin verdiği dehşet içinde bunu düşünmek kendisine zor geldiğinde gidebileceği tek yöne doğru koştu… geriye. Bedenin yorgunluğuna rağmen bacakları müthiş bir hızda çalışıyordu. Kocaman bitkileri bir çırpıda geçiyo ağaçların arasında atik bir şekilde sıyrılıyordu. Ardından gelen ejderha ise kendi yolunu kendisi açıyordu. Ağaçları köklerinden söküyo, kimisini kırıyor toprakta oluşturduğu derin izlerle bir afetin geride bıraktığı harebeyi andırıyordu. Tek şansı tüm bu karmaşanın yaratığı yavaşlatmasıydı ve yarasının onu zayıf düşürmüş olmasıydı. Fakat ardından attığı bir alev topundan son anda sıyrılırken avantajına fazla güvenmemesi gerektiğini düşündü. Ard arda gelen ateş topları gerisinde alev duvarı oluşturuyordu ve ejderhada cehennemden fırlamış bir iblismişçesine peşinden geliyordu. Tam bu esnada daha yakınana çarpan bir alev topu kendisini metrelerce ileriye fırlattı. Yine bir bacağı alev almıştı; ama düşüş esnasında sönmüştü. Yanı başında duran küçük ağaç oyuğunu fark eden büyücü hemen oraya sığındı. Derin derin nefesler alıp ciğerlerinin yanmasını geçmesini beklerden ejderha hemen üstünde belirdi. Gizlenmiş olduğu oyukta iyice büzüşen Foren yaratığın kendisini fark etmemesi için iyice büzüldü. Havayı biraz kokladıktan sonra habis varlık hızla önündeki yola devam ederken büyücü derin bir nefes aldı. Artık biraz dinlenebilirdi. Fakat ejderhanın çevirdiği oyunu fark etmesine az bir zaman vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://deathomens.yetkin-forum.com/t154-argarot-deathen-anka
Tristan der Ivanëxt
Lord Jules & III. Sınıf
Lord Jules & III. Sınıf
Tristan der Ivanëxt


Erkek
Mesaj Sayısı : 99
Yaş : 33
En Belirgin Özellik : Acımasız, cesur, maceraperest.
Kan Durumu : Safkan.
Gerçek Ad : Musty
Kayıt tarihi : 31/01/11

Karakter Bilgileri
Özel Yetenek:
Quidditch Mevkii:
Büyücü Gücü:
Argarot Deathen Left_bar_bleue50/100Argarot Deathen Empty_bar_bleue  (50/100)

Argarot Deathen Empty
MesajKonu: Geri: Argarot Deathen   Argarot Deathen EmptyPerş. Mart 24, 2011 5:23 pm

Rütbeniz verilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Argarot Deathen
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Argarot Deathen
» Deathen

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 ::  :: YETKİN BÜYÜCÜLER :: Rütbe İşlemleri-
Buraya geçin: