Messalina Quentin Cadı
Mesaj Sayısı : 4 Yaş : 29 Gerçek Ad : Rumpelstiltskin. Kayıt tarihi : 15/03/11
Karakter Bilgileri Özel Yetenek: Quidditch Mevkii: Büyücü Gücü: (46/100)
| Konu: Messalina Quentin Çarş. Mart 16, 2011 10:43 am | |
| QUENTIN, MESSALINA Kişileri prensiplerden daha çok severim. Ancak dünya üzerinde, prensipleri olmayan kişilerden daha çok sevdiğim bir şey yoktur. - Oscar Wilde ---------------------- Ad Soyad: Messalina Quentin Doğum Günü: 12 Aralık Kan Durumu: Safkan ----------------------Görünüş: Çevresindeki birçok kişiden daha kısa ve minyon olması onu zararsız, korunmaya muhtaç bir varlık, zihnine kafa karıştırıcı bir peri masalının bile giremediği kırılgan bir bakire gibi gösterir. Yumuşak hatlı yüzünde, zorlukla geçen yılların izine rastlayamazsınız. Yüzünü çevreleyen iri bukleli sarı saçları, omuzlarına kadar dökülür. İri, ela gözleri hem masum görüntüsünü destekler, hem de ürkek, yasak bir çekicilik katar ona. Tercih ettiği beyaz elbiselerinin içinde kutsal bir freskten fırlamış bir iyilik meleğini andırır. Bu resimde bir şeylerin yanlış olduğunun tek göstergesi, gözlerindeki yeşil harelere dikkatlice bakarsanız birkaç saniyeliğine de olsa yakalayabileceğiniz karanlık bir parıltıdır. ----------------------Güçlü Yanları: Konuşulması kolaydır, eğer istediği buysa karşısındakine kendisini sevdirmeyi başarır. İnsanları okumayı, kişilerin en büyük arzularını tahmin etmeyi ve elde ettiği bilgileri en iyi biçimde değerlendirmeyi başarır. Toplumun hakkında ne düşündüğünü, eğer bir çıkarı yoksa, önemsemez; sadece kötü biri olarak algılanmaktan korktuğu için sizi seviyormuş gibi davranacak biri değildir. Zayıf Yanları: İnsanları ne kadar sevdiği ya da onlara ne kadar güvendiği önemli değildir, planlarını ve düşüncelerini kendisinden başkasıyla paylaşmaz, nadiren yardım kabul eder. Hayatına çok fazla insan sokmaz belki ama gerçekten sevdiği kişileri hayatının merkezine oturtur ve onları silmeyi başaramaz. Karakter Özellikleri: Messalina için söylenebilecek ilk şey, cadı hakkındaki izlenimlerinize asla güvenmemeniz gerektiğidir. Eğer size işi düştüyse o anda görmeyi en çok istediğiniz karakteri bulup çıkartır. Masum, yardıma muhtaç genç kızdan bir anda dış görünüşünün fazlasıyla farkında, küstah, umursamaz bir succubusa dönüşebilir. Eğer bir karakteri oynamıyorsa, bencil ve egoist olduğunu saklamaz. Topluma yaranmaya çalışmaz, aksine dışlanmak için elinden geleni yaptığını söylemek yanlış olmaz. Emir almaktan nefret eder. Fikirlere ya da taraflara değil, kişilere bağlıdır. Düşmanlarını dostlarından daha fazla sevebilir, küstahlığı ve kurnazlığı takdir edilmesi gereken bir özellik olarak görür. Adrenalin bağımlısı olduğunu söylemek yanlış olmaz, her zaman sınırda dolaşmayı ve zaman zaman hattın öbür tarafına geçmeyi sevmiştir. Göçebe bir yaşam tarzı benimsemiştir, ertesi gün nerede uyanacağını bilmeden yaşar ve bundan şikayetçi değildir. Bir vicdanı yokmuş izlenimi yaratsa da evden kaçtığı ve dolaylı da olsa babasının ölümüne sebep olduğu düşüncesi, gizlice zihnini kemirmektedir. ----------------------Kısaca Geçmişi: Karanlığa başka hiçbir şeye olmadığı kadar bağlı bir annenin kızı olarak, bir yuvadan alabildiğine uzak bir malikanede doğdu Messalina. Annesinin hiçbir zaman çevresinde olmamasını hep iyi bir şey olarak gördü, zira kadına beş dakikadan daha fazla tahammül edemediğini fark etmişti. Babası ve küçük kardeşiyle geçirdiği hayatını sevmediği söyleyemezdi ama cadı daha on dördüne girmeden, farklı bir şeylerin, bir maceranın arayışıyla yanmaya başlamıştı. Evden kaçtığında, aradığını bulmuştu. Druid Rahibelerini gördü, Viking savaşçılarının torunlarıyla tanıştı ve dünyayı gezmeye başladı. Seyahati sırasında, kendisine en uygun olduğuna inandığı mesleği de keşfetmiş oldu hem: Dolandırıcılık. Geçim kaynağından gurur duyar ve inatla hırsızlıktan farklı olduğunu savunur. (“Ben bir şey almıyorum. Ellerindekileri bana vermek için onlar yalvarıyor.”) İngiltere’ye tekrar geldiğinde babasının öldüğü haberini alır ve giderken küçük kardeşini arkada bıraktığı için pişmanlık duyar. ----------------------İstenilen Meslek: Cadı. Örnek RP:- Spoiler:
Birbirine sokulmuş, hayranlıkla kuleyi izleyen birkaç çiftin tahmin edebileceğinin aksine; lacivert paltosuna sıkıca sarılmış cadının mercan rengine boyanmış gülümsemesinin, birkaç yüz metre önünde yükselen metal kulenin yarattığı duygu yoğunluğuyla en ufak bir alakası yoktu. Bir çiftin parçası bile olmayan bu cadı, fikrini kendine saklamayı tercih etse bile bir demir yığınında bu kadar ‘romantik’ bulunan şeyin ne olduğunu anlayamamıştı hiç. Yine de dudakları, Parislilerin ‘demir kadın’ dediği yapıya bakarken kıvrılıyordu çünkü, dünyanın en büyük dolandırıcılıklarından biriydi ona göre bu. Her yıl altı milyon kadar turist, onun beğenmediği bu kuleyi ziyarete geliyor ve çevredeki hediyelik eşya dükkanlarına, postanelere ve diğerlerine, kim bilir ne kadar para bırakıyordu. İşin en iyi tarafı da, diye düşündü gözünün önüne düşen bir tutam kızıl saçı, kulağının arkasına sıkıştırmaya çalışırken. Kimsenin aslında kuleyi sevmediğini söyleyememesi. Küçükken okuduğu bir muggle masalı gibi. Sadece akıllıların görebildiği elbise. Ama kral çıplak. Burnundan verdiği sert bir nefesten ibaret, küçük, histerik bir kahkaha atıp başını iki yana salladı cadı, birkaç çiftin kendine dönen şüpheci bakışlarına aldırmadan. Dikkat çekmeye başladığının farkındaydı. Lanet olsun. Nerede kalmıştı bu büyücü? Topuklu ayakkabılarının tıkırtıları eşliğinde kuleye arkasını döndü. Mavi gözlerini kısarak, küçüklüğünden bu yana tanıdığı yüzü aradı kalabalıkta. Yanılmış olması imkansızdı, büyücü gelmemişti henüz. Pekala, belki de hiç gelmeyecekti.
Gelecektir, diye düşündü cadı. Hep gelmişti çünkü. Başını belaya ilk sokuşu değildi bu. Sonuncusu olmayacağını da gayet iyi biliyordu. Bırakmayacaktı. Bırakamayacaktı. Mesleğinde kimse, kendi isteğiyle bırakamazdı zaten. Muggle ya da büyücü, bütün dolandırıcılar ya bir hapishanede ya da daha büyük bir olasılıkla dolandırdıkları güçlü hedeflerinden birinin elinde buluverirlerdi kendilerini. Bakanlığın elinde, cadının yaptıklarına dair bir kanıt muhtemelen yoktu ki gerçeği söylemek gerekirse, bakanlığın kendisi gibi küçük bir suçluyla uğraşacağını da sanmıyordu pek. Bakanlık, mal kaybından çok can kaybıyla ilgilenirdi. Her neyse. Sonuçta ölümünün, birkaç saat önce birkaç bin galleonuyla beraber ortadan kaybolduğu, cadının tahmin ettiğinden daha derin bağlantılara sahip çıkan bir kaçakçının asasından olması daha olasıydı kısacası. Kendisini bulmak için peşine adam takmış söz konusu kaçakçının, birkaç saat önce parasını alması için ona adeta yalvardığını hatırlayarak kıkırdadı. Pekala, peşinde birilerinin olduğunu bilen bir insanın kıkırdaması normal değildi belki ama, eh, Portia ne kadar normal sayılırdı ki? Kaç cadı, son derece zengin ve çoğunluğa göre de epeyce mutlu olan ailesinin evinden, değişiklik arayışından daha geçerli bir sebebi olmadan kaçar ve bir daha geri dönmezdi? Sabırsızlıkla alt dudağını ısırdı cadı. Birileri izini bulana kadar ne kadar vakti olduğunu bilmiyordu ancak bunun çok da uzun olmayacağına dair bir his vardı içinde.
Gelmeyecek, diye tekrar etti içindeki ses usulca. Portia, o sese pek nazik olmayan bir şekilde çenesini kapatmasını söyledi. İçinden, tabii. Güneşin doğuşunu izlemeye gelmiş turistleri daha fazla ürkütmeye gerek yoktu. Kuzenini tanıyordu cadı. Ancak daha önemlisi, bu dünya üzerinde kendisini tanıyan birisi varsa, o da genç büyücü olmalıydı. Çoğu insan, gerçek ismini bile öğrenemezdi sonuçta cadının. Yine de genç büyücünün hemen gelememe olasılığını düşünmeye karar verdi cadı. Pekala, bir B planına ihtiyacı vardı. B planın kuzenini aramaktı zaten, aptal şey. Aldığı derin bir nefesi kesik kesik verirken gözlerini kısıp düşünmeye başladı. Pekala, yapması gereken sonraki birkaç günde mümkün olduğunca az görünmekti. Her şeyden önce, kalacak güvenli bir yer bulması gerekiyordu yani. Bu, genelde kuzeninin yanı olurdu. Her ne kadar kulağa, hemen bulunabileceği bir yermiş gibi gelse de cadının kendisi, ailesiyle olan bağlantısının üzerini örtebilmek için çok uğraşmıştı. Gelecek vadeden bir müzisyen olan JJ de, Merlin nişanına aday gösterilmiş üyeleri olan, fazla zengin bir aileden geldiğini herkese duyurma meraklısı değildi hani. Tuttuğu otel odasına geri dönüp bir zamanlar kaçakçıya ait olan galleonları, tekrar kaçakçıya ait olmalarından önce almalıydı cadı. Ancak otel odasına dönmesini kesinlikle gerekli kılan bir başka şey de, gerçek kimliğine dair bir ipucu bırakmış olabileceğinden korkmasıydı. Cadı evden ilk kaçtığında, daha on dört yaşındayken muggle polisi tarafından yakalanmıştı. Bir grup büyücünün parmak izi arayıp bunu muggle veritabanında kontrol etmeleri düşük bir ihtimaldi ama risk almak istemiyordu cadı. Gerçek kimliğinin bulunması onun da bulunacağının anlamına gelmiyordu gerçi ama kaçakçıların, adına en fazla bir bülten yayınlayacak bakanlığın aksine, ailesini rahat bırakmayacağına emindi. Kuzeni de o ailenin bir parçası oluyordu işte. Sonuç olarak, otel odasına izi bulunmadan önce girmeli, odayı temizleyip parayı almalı ve gelmesi çok muhtemel kaçakçıları, düelloya girmeden atlatmalıydı. Bunun bir suçlu için söylenmesi garip gelse de, hiçbir zaman şiddet yanlısı olmamıştı cadı ve düelloda başarılı olmadığı da itiraf etmesi gereken bir gerçekti.
| |
|
Stewie Amadeus Lord Jules & III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 44 Yaş : 36 En Belirgin Özellik : Kibirli, hırslı ve lanetli Kan Durumu : Safkan Gerçek Ad : Eren Kayıt tarihi : 15/03/11
| Konu: Geri: Messalina Quentin Çarş. Mart 16, 2011 11:39 pm | |
| Rütbeniz Verilmiştir ^^ İyi Rp'ler... | |
|